Geçer be hepsi geçer, ayağını ezer elini ezer üstünden geçer ama geçer be. Geçiyo hep. Ağlasanda bakıyosun 2 gün sonra kahkaha atıyosun. hep geçiyo. Sezen şarkı bile yapmış. Geçmese yapmazdı dimi. Her şey yanlış bi doğru o sanarsın. Her şey işte. Zor değil üç gün ağlarsın dört gün ağlarsın beş ay ağlarsın yedi yıl ağlarsın ama geçer.
Allah öldürüyo bak ne güzel hayattanda alıyo. Ölüyosun ayakta bırakılıyosun ya. kapıyı çarpıp gitsende diğer kapıdan sana hayır yok. Öldürüldük ama katilimiz tatilde. hımm bak bunu sevdim Öldüm ama katilim tatilde. Herkes gitmekte serbest herkesin kendi hayatı herkes özgür falan. Bi insan nasıl aklınızı karıştırıp kendini kazıyorsa aynen öyle de çıkartma görevini tamamladıktan sonra istediği yere gidebilmeli. Birini sevmek menemen yapmak gibi biber yok domates yok yumurta yok tüp yok ama bi şekilde oluyo gibi. İkidebir mantıksız yerlerde akla gelmek gibi mesela sabah uyanmıssın kafan boş olması lazımken tam yağlı peynir ve 3 şekerli çay gibi. açım ya aç. annem fikirsiz uyuyor. kimse kimse için bişey yapmıyo herkes kendi için bir şeyler yapıyor o arada da kırmayı ihmal etmiyolar tabi. Bi tabağa peynir koymak ketıldan su ısıtmak bardağa koymak içine sallama çayı önce poşetini yırtıp atmak şeker atmak bunları tepsiye koymak ışığı söndürürken hemen ekmek poşetinide kapmak sonra hepsini bi elinde taşıyıp ışığı kapatmak gelip buraya oturmak bu kadar zor mu. yapmıyorum diye yapamam sanıyorsun. hayır yapamayacağımdan değil ama yaparım. İstesem hayatımı film şeridi gibi geçirip 15 adet tane arabesk rap yaparım. ya o değilde az önce ismini buraya yazamayacağım zat fotoğraf atmış pislik yani bende biraz değerli yani altına şarkı atamadığım için deliriyorum ya fotoğrafını gördüğüm an kafamda çalan şarkı eski resimlerine baktım dallldım bir sigara yaktım resmine bir mermi çaktım gelmezzseen geeelllme idi. ama atamıyorum. çünkü oda bana katlanmadı djfjdhgjd yani mal. Ya diyeceğim o ki şuan ben kimseye sevmeyi öğretemem siz sevmelerin ustası olmuşsunuz. yani kimsenin bize bir soru sorduğu yok ama biz oturup olası soruların cevabını hazırlamışız. Anlatacaklarınız olduğu zamanlar haricindede bizi dinleseniz yumuş yumuş insanlarsınız. Tamam belki gül değildik ya hiç olmadı çelenklere takılan karanfildik zaten koparılmışız üstümüze niye ayrık otu çim kokladılar. Çayımızı karıştıranlar kuyumuzu kazar oldu. Hiç bir şeyin gerçek olmadığını zannettiğin dandik ama rüyadayken yani emin olmadığın zamanlarda sımsıkı tuttuğunu sandığında tek gerçek de seni terk eder gider. şunu düşünün sevilmeyi beklediği kişiler tarafından sevilenler sizin onları sevip sevmemenizi pek umursayacak değiller. Bide şunu düşünün sevilmek istediği kişiler tarafından sevilmeyen kişiler sizin onları sevmenizi pek umursayacak değiller. Tamda böyle. Beni üzen her şey zamanında beni mutlu edenlerdi buda hesap soramamam için kendimi kemal sunalın filmindeki repliği gibi hisediyorum yerim yok hiç yerim yok bugün pazartesi yerim yok salı olmaz yerim yok çarşamba olmaz öyle ya. İçimde çok veda töreni düzenledim ağzımdan tek kelime çıkmadı gözüm bile göremedi. SAAT ÇOK GEÇ HER ŞEY İÇİN. Başkası yapsa tereddüt etmeden tiksineceğiniz midenizin kalkacağı şeyleri sevdiğiniz yapınca mideniz bile bi durup düşünüyo mu. Geçelim. Başkasını düşünüp üzülmemesi için kıstığınız her sevgiden suçluyuz. bir özür borcumuz var. Hepsi koca bi saçmalıktı ama mutluydum. Kaçıyoruz hep. yani böyle bizli diyorum ama kendimden bahsettiğim aşikar. Gitmek artık kornişten perdenin o şeylerinin çıkması gibi çok usandırıyo. Herkesi ve herşeyi terketme vaadiyle olduğum yerde kaldım. Şuan düşünmemin bile faydası yok. Bakarsan hayatıma tek düzgün bi insan bile girmedi ama tepetaklak çıkardım çıkdılar baya mütiş çıktılar. Hiç bir şeyi adam akıllı ifade edemeyip konuşamadığımız için içimizde bir sürü insan öldürdük. Hayatımın tapusunu ver diye mesaj bile atamayacak kadar kopukluk uuu upuzun kopuk. Son pişmanlık fayda etse bile böyle bi kaç yüzdeyle bana dokunmuyor çünkü sonun bile sonundayım. Ağzımıza geleni değil yüreğimize geleni söyleseydik bu burukluk olmazdı. ya gerçekten olmazdı eminim. Gözlerimin önünde hiçbir şey oldum nası oldu tam aklım almıyor ama. Yaşamak ya öyle ordan oraya gezip tozmak değilde aylarca yüzünde bir tebessümle kalmak. öyle kalakalmak. benim yaptığım duvara
bakan bi pencereden manzara izliyor gibi yapmak. neyse ne hep iyi ya:) demek. iyi çünkü buda iyi. Özlemenin faydası olmayınca avunmaya, avunmanın faydası olmayınca unutmaya unutamayınca faydasızlığı anlayınca ortada kalakaldım. Ben unutularak uyanılan bir rüyanın ne demek olduğunu biliyorum. bu kadar harf ve dahası belkide bu yüzdendir yanlış yazdıklarımın bile bilmeden bi anlamı vardır. her şeyin tek bi anlamı tek bi sorunu değilde daha geniştir hayal dünyası gibi ama oda bi gerçektir. anlamak zor değil anlamaya çalışmak yemiyo. evet yemiyo işte tam bu işine gelmiyo. daha ağırı umrunda değil. kimse kimsenin bi gıdım umrunda değil. Aslında benimde. o zaman her şey ne diye. akıl almıyor bu saçmalıkları. en iyisi de yok. geçiyo işte bak bu yazıyı yazdım onca duyguda geçti öyle hızlıca okudum baktım bi sorun yok. geçti gitti. hep hızlı okunduk fdjfdgjfjgndj iyi geliyo ya cidden bura iyi geliyo. bok iyi geliyo bi işe yaradığı yok.
Tamamsan, Başlıyorum?
24 Ağustos 2014 Pazar
13 Ağustos 2014 Çarşamba
20 Temmuz 2014 Pazar
Bilemiyorum bilmiyorum. bilmiyorum
Biraz üşüdüm yüzüm ve parmak uçlarım
Cips yedim 2 paket tiksinmedim
Hala üşüdüm
Geçer de sanmıyodum
Geçmedi de ama. şaşırdım
Kızdım, geçti
Düşünmeyi bırakmak için uğraştım
Çaba sarfettim
Gittim
Çıkmam gereken saatin 1 saat öncesinde falan
Nereye olduğunu bilip bilmeden
Zaten hep aynı yerler
Yersiz zamanda telefonla konuştum
Bazılarını duydum
Beni iyileştir napmalıyım dedi
En son nefes alamıyorum dedi
Kapattım
Nefesimi tuttum
Biraz daha tuttum
Sonra bırakmak zorunda kaldım
Ağladım
Ağlarken güldüm
Yalan söyledim
Sözler verdim kendime
Kilo verdim
Ekmekle makarna yedim
Saat 7.41 di
Sonra 8.25
Zaman aralıklarında hep boşluğa baktım
Sıkıldım çok sıkıldım
Şarkılar dinledim
Bazen hep aynısını
Nefesimi tuttum
Tuttum
Kendi kendime kırıldım
Ama böyle olmaz
Ama böyle olmaz
Olmaz işte bak
Olmaz
Olmaz
Sonra
Sustum
Sağ ol
Susmalıyım
İçimden o bi anda
Hatırladığım nakaratları tekrarlamalıyım
İstemsizce
Ama iyiki iyiki diyebileceğim
Sustum
Göz yummalıyım
Gözlerim hep kapalı
Susmalıyım
Oraya bakmalıyım
Görmediğim o yere
Cips yedim 2 paket tiksinmedim
Hala üşüdüm
Geçer de sanmıyodum
Geçmedi de ama. şaşırdım
Kızdım, geçti
Düşünmeyi bırakmak için uğraştım
Çaba sarfettim
Gittim
Çıkmam gereken saatin 1 saat öncesinde falan
Nereye olduğunu bilip bilmeden
Zaten hep aynı yerler
Yersiz zamanda telefonla konuştum
Bazılarını duydum
Beni iyileştir napmalıyım dedi
En son nefes alamıyorum dedi
Kapattım
Nefesimi tuttum
Biraz daha tuttum
Sonra bırakmak zorunda kaldım
Ağladım
Ağlarken güldüm
Yalan söyledim
Sözler verdim kendime
Kilo verdim
Ekmekle makarna yedim
Saat 7.41 di
Sonra 8.25
Zaman aralıklarında hep boşluğa baktım
Sıkıldım çok sıkıldım
Şarkılar dinledim
Bazen hep aynısını
Nefesimi tuttum
Tuttum
Kendi kendime kırıldım
Ama böyle olmaz
Ama böyle olmaz
Olmaz işte bak
Olmaz
Olmaz
Sonra
Sustum
Sağ ol
Susmalıyım
İçimden o bi anda
Hatırladığım nakaratları tekrarlamalıyım
İstemsizce
Ama iyiki iyiki diyebileceğim
Sustum
Göz yummalıyım
Gözlerim hep kapalı
Susmalıyım
Oraya bakmalıyım
Görmediğim o yere
15 Temmuz 2014 Salı
Birhan Keskin
1
seni bir boşluğa attım
gövdemi başka gövdeler bilmeyecek artık
boşluk sesi ol..
hoşluk sesi ol..
sonra dönüp üz beni.
yüzüm yüzünü terk edeli kıştı.
yeni yeni kıştı. kollarım kendi
bacaklarımı sarmıştı. fotoğrafta görünmeyen
ışıklar vardı. sandalyenin ucuna oturmuştum.
gözlerim bacaklarıma dolanan kollarıma,
sonra bacaklarıma, sonra daha uzağa, salondan
da uzağa,
o yok yere bakıyordun.
seni boşluğa attım
gitmek üzereydim kalktım
boşluk sesi ol..
hoşluk sesi ol..
gözlerimdeki ay ışığı
gözlerinin körlüğü içindi.
2
hadi benim umarsızım
ben ölmek üzereyim
yorgunluğum da öyle
sabrımın son parçasını da yedim
az önce.
hadi benim suskunum
geçtiğim yılları yaktım ardımda
çocukluğumdan gelirken düştüğüm
o keskin virajdan
sürüklendiğim bu vakte dek
sıkıca tuttuğum
kırık dökük inançlarım bile
ölmek üzere.
hadi benim kırgınım
kışın bana yaptıklarından,
yazın beni öldüren yıldızlarından sonra
yitirdiğim mevsimler değil,
vaktim yok,
baktığım yerleri yaktım
içime ağladığım suları da içtim
az önce.
3
seni şimdi bir yabancı gibi karşıma alıp
sanki senden bahsetmiyormuşum gibi yapıp
sanki benden bahsetmiyormuşum gibi
hatta bir aşktan bahsetmiyormuşum gibi
fırtınayı ve huzuru anlatacağım sana
yılları ve yolları, limanları ve fırtınayı
ve aşkın belki hiç adı geçmeyen kuzeyini
aşkın bu kuzeyden nasıl düşürüldüğünü,
artık sonsuza dek yitirdiğimizi
büyünün bitişini,
hiç gerekmeyen yıllarda huzur,
çok gereken yıllarda da fırtına
nasıl yaşanır onu anlatacağım.
seni bir yabancı gibi karşıma alıp
bunun dayanıklı bir şey olmadığını
sürekli kılınmadığını, çünkü aşkın
yapılan bir şey olmadığını,
başlangıçta bir melek konduğunu
sonunda bir kelebek öldüğünü,
yani kısacık sürdüğünü, oysa hayatın
bir korkular ve alışkanlıklar bütünü
olduğunu,
bütün bunları sana
nasıl anlatacağım?
4
kalbim
ölü mevsimler gibisin
bir şeyin görünmeyen iyi yanları gibi
ama bitti mevsim,
bir başka yolcu yok sana
fark etmez gibisin.
kalbim
demir masanın küfü,örtünün yırtığı
camın kırığı, patlayan freni hayatımın
kalbim, anla, bitti mevsim
bir başka yolcu yok sana.
25 Haziran 2014 Çarşamba
we are not young
Her şey ne kadar güzelse o kadar çirkin ve seni anımsattığı için o kadar yorucu ve o kadar yalancı ki yani o kadar karışık. Bi beşiğin yanında karanlıkta oturmak. Sadece telefon ışığı var. daha güzeldi daha incelikli daha naifdi eski güzel saatler. Nazikce son olduk her şeye. Güzel şeyleri kıl kıpırdatarak kaybettik. Ağırlık omuzlardan aşağı doğru ama ayaklarda bitmiyo daha da gidiyo çok yük ama nereye kadar. Bir şeyler bekletiliyor hiç beklenmemiş gibi. bir şeyler ödenmeli ama ne bilinmiyo. önemlide değil. Hep ve sadece kendini cezalandırmak? Herkes daha yeni gitti ama aradan asırlar geçti yol yapıldı tam 3 kere en baştan sona. Hiçbir şeyin garantisi olmaz diye gece yapılan plan öğlenleri külfet oluyor. Önemli değil de değil, önemli olsa kırmazdınız. Bir şeylerin üstünden bir şeyler düşmüş ama fark etmemiş sen düşmüşsün. Bulutun gölgesinden geçen kuşdan anlarsın ne önemim var ki affet kendini. Böyle memleket hasreti çekerken oralet içiyomuşuz okey oynuyomuuz da başka dert yokmuş gibi. Gerçek dertler anlatılmaz haddim olmayarak bu böyledir. Mesela atasözü sözlükleri geri dönüşüme gitmeli a4 kağıt olmalı ki atasözlerinin onur kırıcılığılığı kabalığı ata denildiği için mi bu had bilmezlik bu lamburluk. nasıl ki evlerin odaları vrsa içim bi nano teknolojidir bu akşam. Güzel şeyler söyleyecek kadar güzel değiliz buda bizim suçumuz.
İstisnasız bizi her gece mezarlığa götürdüler ama manevi. istisnaız bişey diyemedik üstümüze hep toprak attılar. sabahları biz yeni doğmuş gibi kalkmaya çalıştık. ama bu istisnalı yarı zamanlı başardık. noldu diye sorulmasın diye uğraşacağımıza incirli kek yapsaydık keşke. Bişeyleri unuttuğumuzu sanmak da buda bi hatırlamakmış ya, pencerenden bakarken onun aklından esmediğiniz zamanlar, yolda eğlenirken uçuruma gittiğini hatırlamazken pişmanlığın tadının bozuk çekirdek gibi olması. Cansız varlıkların beni üzmediğini anladığımdan beri diye bi cümlenin sonunu getiremeyeceğim diyebilirim ama onlardan başka bi şey sevmiyorum artık diyerek getirilebilir tabi.
Neyse tavsiye vermek istedim. İyi kalpli olmalı ama iyi kalpli gözükmemeli.

13 Haziran 2014 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)