Biraz üşüdüm yüzüm ve parmak uçlarım
Cips yedim 2 paket tiksinmedim
Hala üşüdüm
Geçer de sanmıyodum
Geçmedi de ama. şaşırdım
Kızdım, geçti
Düşünmeyi bırakmak için uğraştım
Çaba sarfettim
Gittim
Çıkmam gereken saatin 1 saat öncesinde falan
Nereye olduğunu bilip bilmeden
Zaten hep aynı yerler
Yersiz zamanda telefonla konuştum
Bazılarını duydum
Beni iyileştir napmalıyım dedi
En son nefes alamıyorum dedi
Kapattım
Nefesimi tuttum
Biraz daha tuttum
Sonra bırakmak zorunda kaldım
Ağladım
Ağlarken güldüm
Yalan söyledim
Sözler verdim kendime
Kilo verdim
Ekmekle makarna yedim
Saat 7.41 di
Sonra 8.25
Zaman aralıklarında hep boşluğa baktım
Sıkıldım çok sıkıldım
Şarkılar dinledim
Bazen hep aynısını
Nefesimi tuttum
Tuttum
Kendi kendime kırıldım
Ama böyle olmaz
Ama böyle olmaz
Olmaz işte bak
Olmaz
Olmaz
Sonra
Sustum
Sağ ol
Susmalıyım
İçimden o bi anda
Hatırladığım nakaratları tekrarlamalıyım
İstemsizce
Ama iyiki iyiki diyebileceğim
Sustum
Göz yummalıyım
Gözlerim hep kapalı
Susmalıyım
Oraya bakmalıyım
Görmediğim o yere
20 Temmuz 2014 Pazar
15 Temmuz 2014 Salı
Birhan Keskin
1
seni bir boşluğa attım
gövdemi başka gövdeler bilmeyecek artık
boşluk sesi ol..
hoşluk sesi ol..
sonra dönüp üz beni.
yüzüm yüzünü terk edeli kıştı.
yeni yeni kıştı. kollarım kendi
bacaklarımı sarmıştı. fotoğrafta görünmeyen
ışıklar vardı. sandalyenin ucuna oturmuştum.
gözlerim bacaklarıma dolanan kollarıma,
sonra bacaklarıma, sonra daha uzağa, salondan
da uzağa,
o yok yere bakıyordun.
seni boşluğa attım
gitmek üzereydim kalktım
boşluk sesi ol..
hoşluk sesi ol..
gözlerimdeki ay ışığı
gözlerinin körlüğü içindi.
2
hadi benim umarsızım
ben ölmek üzereyim
yorgunluğum da öyle
sabrımın son parçasını da yedim
az önce.
hadi benim suskunum
geçtiğim yılları yaktım ardımda
çocukluğumdan gelirken düştüğüm
o keskin virajdan
sürüklendiğim bu vakte dek
sıkıca tuttuğum
kırık dökük inançlarım bile
ölmek üzere.
hadi benim kırgınım
kışın bana yaptıklarından,
yazın beni öldüren yıldızlarından sonra
yitirdiğim mevsimler değil,
vaktim yok,
baktığım yerleri yaktım
içime ağladığım suları da içtim
az önce.
3
seni şimdi bir yabancı gibi karşıma alıp
sanki senden bahsetmiyormuşum gibi yapıp
sanki benden bahsetmiyormuşum gibi
hatta bir aşktan bahsetmiyormuşum gibi
fırtınayı ve huzuru anlatacağım sana
yılları ve yolları, limanları ve fırtınayı
ve aşkın belki hiç adı geçmeyen kuzeyini
aşkın bu kuzeyden nasıl düşürüldüğünü,
artık sonsuza dek yitirdiğimizi
büyünün bitişini,
hiç gerekmeyen yıllarda huzur,
çok gereken yıllarda da fırtına
nasıl yaşanır onu anlatacağım.
seni bir yabancı gibi karşıma alıp
bunun dayanıklı bir şey olmadığını
sürekli kılınmadığını, çünkü aşkın
yapılan bir şey olmadığını,
başlangıçta bir melek konduğunu
sonunda bir kelebek öldüğünü,
yani kısacık sürdüğünü, oysa hayatın
bir korkular ve alışkanlıklar bütünü
olduğunu,
bütün bunları sana
nasıl anlatacağım?
4
kalbim
ölü mevsimler gibisin
bir şeyin görünmeyen iyi yanları gibi
ama bitti mevsim,
bir başka yolcu yok sana
fark etmez gibisin.
kalbim
demir masanın küfü,örtünün yırtığı
camın kırığı, patlayan freni hayatımın
kalbim, anla, bitti mevsim
bir başka yolcu yok sana.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)